In
the present study, it was aimed the evaluation of activities of methanol and
water extracts (respectively, CME and CSE) obtained from Cladonia furcata (Huds.) Schrad. on human lymphocytes. In order to test cytotoxic effect in lymphocytes, 3-(4,5-dimethylthiazol-2-yl)-2,5-diphenyltetrazolium
bromide and lactate dehydrogenase tests were used. Oxidative stress and
genotoxicity changes in the cells were also examined with total oxidant status
and 8-hydroxy-2′-deoxyguanosine levels, respectively. In
addition to these assays, total antioxidant capacity (TAC) changes in
lymphocytes treated with extracts were also determined. It was revealed that
low concentrations of CSE did not show cytotoxic effect at high levels (IC50=221,14 mg/L). Performed correlation
analyzes showed that cytotoxicity was associated with oxidative stress (p < 0,01). Considering all
applications, it was determined that CSE did not statistically (p > 0,05) cause genetic damage on
cells compared to negative control. Based on TAC in cells, it is notable that
certain concentrations of the extracts (12,5-50 mg/L) significantly increased
TAC (p < 0,05). Consequently, the
resulting data reveal that especially CSE can be a source of new therapeutic
agents due to its high antioxidant properties, without causing genotoxic and
oxidative stress on lymphocytes.
Mevcut
çalışmada, Cladonia furcata (Huds.) Schrad. likeninden elde edilen metanol ve su ekstraktlarının (sırasıyla CME ve CSE) insan lenfositleri
üzerindeki aktivitelerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Lenfositlerdeki sitotoksik
etkiyi test etmek için 3-(4,5-dimetiltiazol-2-il)-2,5-difeniltetrazolyum bromür
ve laktat dehidrogenaz testleri kullanılmıştır. Ayrıca, hücrelerdeki oksidatif stres ve genotoksisite değişimleri sırasıyla toplam oksidan durum ve 8-hidroksi-2'-deoksiguanozin seviyeleri ile incelenmiştir. Bu uygulamalara ek olarak, ekstraktlar ile muamele edilen lenfositlerdeki toplam antioksidan kapasite (TAK) değişimleri de belirlenmiştir. CSE'nin düşük konsantrasyonlarının yüksek seviyelerde sitotoksik etki göstermedikleri
ortaya çıkarılmıştır (IC50=221,14 mg/L). Gerçekleştirilen korelasyon analizleri sitotoksisitenin oksidatif stres ile ilişkili (p < 0.01) olduğunu
göstermiştir. Tüm uygulamalar göz önüne alındığında, özellikle CSE'nin negatif kontrole kıyasla hücreler üzerinde istatistiksel olarak (p >0,0,5) genetik hasar meydana getirmediği
tespit edilmiştir. Hücrelerdeki TAK temel alındığında, ekstraktların belli konsantrasyonlarının (12,5-50 mg/L) TAK'yi anlamlı derecede (p <0,05) yükselttiği dikkat çekmektedir. Sonuç olarak elde edilen veriler, özellikle CSE'nin lenfositler üzeride genotoksik ve oksidatif strese neden olmayarak, yüksek antioksidan özellikleri sayesinde yeni bir tedavi maddesi kaynağı olabileceğini ortaya çıkarmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Natural Sciences |
Authors | |
Publication Date | March 16, 2018 |
Submission Date | July 12, 2017 |
Acceptance Date | November 30, 2017 |
Published in Issue | Year 2018Volume: 39 Issue: 1 |